1. Haberler
  2. Politika
  3. Dünya
  4. İran-İsrail Savaşı: Olası Çatışma Kapıda | Savaş Türkiye’yi Nasıl Etkileyecek?

İran-İsrail Savaşı: Olası Çatışma Kapıda | Savaş Türkiye’yi Nasıl Etkileyecek?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İran-İsrail savaşı, uzun bir süredir Ortadoğu’nun en sıcak konularından biri. Ancak son dönemde, özellikle 10-12 Haziran 2025 tarihleri arasında yaşanan gelişmeler, bu savaşı daha olası hale getirdi. Hem İsrail, hem İran, hem de ABD, askeri hazırlıklarını artırarak ve diplomatik açıklamalar yaparak bu olası savaşa hazırlanıyor. Bu yazıda, gelişen olayları detaylı bir şekilde inceleyecek, İran-İsrail savaşının ne kadar yakın olduğunu, bölgedeki diğer aktörlerin nasıl bir tutum sergilediğini sizler için değerlendiriyoruz.

İsrail’in Yeni Bir Savaşa Hazırlandığını Gösteren Belirtiler

İsrail cephesinde, son günlerde İran’a yönelik bir operasyon hazırlığı olduğuna dair güçlü emareler belirdi. ABD istihbaratı, İsrail’in İran’daki nükleer tesislere saldırı planları yaptığını öne sürüyor. Hatta CBS News’e konuşan kaynaklar, İsrail’in operasyona “tamamen hazır” olduğunu ve Washington’a da bu hazırlığın iletildiğini bildirdi

İsrail Tarafında Saldırıya Yönelik Hazırlıklar Gözlemleniyor

İsrail Hava Kuvvetleri, son haftalarda önemli bir mühimmat sevkiyatı gerçekleştirdi. Bu sevkiyat, özellikle F-35 savaş uçakları ve KC-135 tanker uçakları gibi uzun menzilli, yüksek hassasiyetli saldırılar yapabilecek araçları kapsıyor. 11 Haziran 2025 tarihinde İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ve İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal ZamirNevatim Hava Üssü’nü ziyaret etti ve burada hava saldırılarının hedefleri üzerinde yapılan simülasyonlar başarıyla tamamlandı. İsrail Hava Kuvvetleri, İran’ın nükleer tesislerini hedef almak için tam anlamıyla hazır olduğu bildirildi.

Amerikan gözlemleri arasında İsrail’in hava mühimmatı sevkiyatları yapması ve geniş çaplı bir hava tatbikatını tamamlaması gibi askeri faaliyetler de yer alıyor.

Reuters

ABD Teyakkuza Geçti; “Savaş Yaklaşıyor” Algısı Güçlendi

Buna paralel olarak, ABD ordusu bölgede teyakkuz durumuna geçti. 11 Haziran’da ABD Dışişleri, Bağdat Büyükelçiliği’ndeki zorunlu olmayan personelin tahliyesini emretti; Bahreyn, Kuveyt ve diğer bazı Körfez ülkelerindeki Amerikan askeri üslerindeki ailelere de bölgeden gönüllü ayrılma izni verildi. Buna ilaveten Pentagon da Orta Doğu’daki birliklerin aile fertlerinin ayrılmasına onay verdi. Bu adımların, olası saldırı durumunda İran’ın muhtemel misilleme tehdidi nedeniyle atıldığı belirtiliyor. İran bundan önce defalarca ülkeye karşı yapılacak her türlü saldırı durumunda, ABD’nin bölgedeki bütün birliklerinin meşru hedef olacağını ilan etmişti. (RBC)

Bunun yanı sıra İran yaklaşık 5 yıl önce Trump’ın ilk yönetim dönemi sırasında İranlı General Kasım Süleymani’ye karşı düzenlenen saldırının ardından, ABD’nin Irak’taki Anbar eyaletinde yer alan Ayn el-Esad hava üssü ve Erbil’de bulunan Amerikan üslerine en az 22 füze atmıştı. (‌BBC Türkçe)

Nitekim Washington, olası bir İsrail saldırısı halinde İran’ın yine Irak’taki Amerikan hedeflerine daha yoğun geçmişte yaptığı saldırıya göre çok daha geniş bir saldırı yapmasından endişeli. 

Buna rağmen Amerikan savunma yetkilileri, bölgedeki askerî kuvvetlerini tamamen çekmeyi planlamadıklarını ve alınan önlemlerin daha çok ihtiyatî olduğunu vurguladı.(News Sky)

İran da Elini Hızlı Tuttu: Olası Savaşa Yönelik Önceden Hazırlık Yapmış

İran, İsrail ve ABD’nin hazırlıklarına karşı kendi askeri gücünü artırma ve savunma stratejilerini güçlendirme yoluna gitmiş görünüyor. İran’ın son dönemdeki istihbarat zaferleri, son günlerde medyada geniş yankı uyandırmıştı. İran’ın İsrail’e karşı büyük çaplı istihbarat operasyonu ülkenin olası bir savaş durumunda daha etkin saldırılar yapmasını sağlamış vaziyette.

İran’ın İsrail’e Yönelik Geniş Çaplı İstihbarat Operasyonu 

İran İstihbarat Bakanı İsmail Hatib10 Haziran 2025’te yaptığı açıklamada, İran’ın İsrail’in nükleer ve askeri tesislerine dair çok kritik bilgiler elde ettiğini açıkladı. Hatib, “İsrail’in güvenlik sisteminin zayıf noktalarına dair belgeleri ele geçirdik” diyerek, İsrail’in stratejik zayıflıklarının İran tarafından keşfedildiğini duyurdu. Bu, İran’ın nükleer tesislere yönelik hedefli saldırılar düzenlemesinin önünü açtı.

Füzelerle Nokta Atışı Yapmaya Hiç Olmadığı Kadar Hazır

Ayrıca Tahran İsrail’in nükleer programına dair çok gizli belgeleri de ele geçirdiğini duyurarak geniş yankı uyandırdı. 

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Komutanı Tümgeneral Hüseyin Selami de 9 Haziran tarihli tebrik mektubunda, bu istihbarat zaferi sayesinde İran’ın İsrail’in hassas noktalarını nokta atışı vurma kapasitesine eriştiğini vurguladı. (Press TV)

Nitekim İran, 2024 yılında İsrail’e karşı gerçekleştirdiği misilleme operasyonlarında yüzlerce füze ve İHA ile %90 isabet oranına ulaştığını iddia ediyor. (Press TV)

İran’ın Yeni Füzeleri Dikkat Çekmişti

İran askeri hazırlıklarının bir diğer boyutu da füze ve tatbikat kabiliyetlerini sergilemesi oldu. İran Savunma Bakanı Tuğgeneral Aziz Nasirzade, kısa süre önce 2 ton harp başlığı taşıyan yeni bir balistik füzenin denemesinin başarıyla yapıldığını açıkladı. (Mehr News)

İran’ın Basra Körfezi’ndeki deniz kuvvetleri teftişinde konuşan DMO Komutanı Selami de, deniz ve füze gücünde “şaşırtıcı” bir gelişme kaydettiklerini ve her türlü tehdide yanıt vermeye tam hazır olduklarını belirtti

İran’ın Karşı Saldırı Planları Tahmin Edilmeye Çalışılıyor

Öte yandan, İran’ın karşı saldırı planları da somutlaşmış görünüyor: New York Times’a konuşan kaynaklara göre İran yönetimi, İsrail saldırdığı takdirde hemen yüzlerce balistik füzeyle İsrail topraklarını vurmayı içeren bir misilleme planını masaya koymuş durumda. Hatta İran’ın Ekim 2024’te İsrail’e füze fırlatarak sınırlı hasar verdigi; ancak şimdi çok daha kapsamlı bir salvo hazırlığında olduğu iddia ediliyor. (RBC)

Olası Savaş Öncesi Sert Uyarılar ve Yoğun Diplomasi

Haziran ortasındaki tırmanış, diplomatik cephede de bir dizi kritik açıklamaya ve girişime sahne oldu. Washington yönetimi, bir yandan Tahran’la nükleer müzakerelerin tekrar rayına oturması için çabalarken diğer yandan İsrail’i dizginlemeye çalışıyor. ABD Başkanı Donald Trump, 11 Haziran akşamı yaptığı açıklamada bölgenin “tehlikeli bir yer olabileceğini” söyleyerek Amerikalı personelin çekilme kararını savundu ve İran konusunda net bir kırmızı çizgi çizdi: “Onların nükleer silah sahibi olmasına izin vermeyeceğiz” dedi. (Sky News)

Trump New York Post’a verdiği mülakatta, İran ile anlaşma ihtimali konusunda “gitgide daha az emin” olduğunu belirterek Tahran’ı oyalama taktiğiyle suçladı.

Amerikan CENTCOM Komutanı Orgeneral Michael Kurilla da 10 Haziran’da Kongre’ye verdiği brifingde, İran’ın nükleer silah elde etmesini önlemek için Trump’a bir dizi askerî seçenek sunduğunu açıkladı.

İran cephesi, diplomatik söylemde de en az askeri alandaki kadar sert ve kararlı bir tutum sergiledi. İran Dışişleri Bakan Yardımcısı ve baş nükleer müzakereci Abbas Arakçi, Batı’nın dayatmalarını kınayarak ABD’nin “İran’da zenginleştirmeyi sıfırlama” talebini “aşırı ve akıl almaz” bulduğunu belirtti.

Öte yandan İran’ın ülkeye yönelik olası bir saldırı durumunda nükleer çalışmalarında yeni kararlar alabileceğini duyurmuştu. 

İran Atom Bombası Üretimine Başlar Mı?

Tahran’da farklı resmi kaynaklar nükleer tesislerine yönelik tehditlerin sürmesi halinde özel savunma tedbirleri almak zorunda kalacaklarını ve bu adımların Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na (UAEA) da bildirileceğini de vurgulamıştı. 

Bu, İran’ın gerekirse UAEA denetimlerini sınırlandırma veya uranyum stoklarını daha gizli yerlere taşıma gibi adımlar atabileceğine işaret eden üstü kapalı bir uyarıydı. 

Ayrıca bazı uzmanlara göre İran’a karşı bir saldırı durumunda Tahran’ın atom bombası yapmaya yönelik bariz adımlar atabileceğini ön görüyor. 

Özetle İran,İsrail ve ABD arasında son günlerde artan askeri hazırlıklar ve sert diplomatik söylemler, yakın zamanda bir çatışmanın çıkma ihtimalini ciddi şekilde yükseltiyor. İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik somut saldırı hazırlıkları, özellikle İsrail Hava Kuvvetleri’nin mühimmat sevkiyatları ve üst düzey yetkililerin gerçekleştirdiği tatbikatlarla destekleniyor. 

ABD’nin bölgedeki askeri personelini tahliye etmesi ve birliklerini alarm durumuna geçirmesi de durumun ciddiyetini ortaya koymakta. İran ise buna karşılık olarak askeri ve istihbarat kapasitesini artırmış, İsrail’in stratejik zayıflıklarını hedef alacak bir misilleme planını hazırlamış durumda. 

Diplomatik çabalar devam etse de, gerilimin mevcut seyri ve iki tarafın da çatışmaya yönelik somut adımları, savaşın çıkma ihtimalini tarihin yakın dönemindeki en yüksek seviyeye taşımış bulunuyor. 

İran-İsrail Savaşı Türkiye ve Dünyayı Nasıl Etkiler?

Türkiye Üzerindeki Etkiler

Güvenlik Etkileri:

  • • İran-İsrail savaşında Türkiye, bölgesel güvenlik açısından ciddi risklerle karşı karşıya kalabilir. Özellikle Türkiye’nin komşusu olan İran’a yönelik yoğun bir saldırı veya İran’ın İsrail’e yönelik geniş kapsamlı misillemesi, Türkiye’nin doğusunda ve güney sınırlarında ciddi güvenlik sorunları oluşturabilir.
  • • Türkiye’nin NATO üyesi olması nedeniyle, herhangi bir büyük çatışmada İncirlik gibi Amerikan ve NATO üslerinin doğrudan hedef alınma riski söz konusu olabilir. İran’ın açıkça “ABD üslerini hedef alırız” açıklaması (Tuğgeneral Aziz Nasirzade, 11 Haziran 2025) dikkate alınmalıdır.

Ekonomik Etkiler:

  • • Türkiye’nin İran ile enerji ticareti önemli ölçüde zarar görebilir. Petrol fiyatlarının yükselmesiyle ekonomik kriz tetiklenebilir. İran’a yönelik yeni yaptırımlar, Türkiye’nin ticari faaliyetlerini derinden etkileyebilir.
  • • Özellikle petrol fiyatlarındaki hızlı artış, enflasyon ve döviz kuru üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Son iki gündeki gerilimde bile petrol fiyatlarında kısa sürede %1’lik artış yaşandığı dikkate alındığında, savaş durumunda petrol fiyatlarında çok daha yüksek artışlar gerçekleşebilir. Ayrıca altın fiyatlarının da büyük ölçüde artması, borsa ve dijital kur değerlerinde ise çok büyük düşüşlerin yaşanması bekleniyor.

Mülteci Krizi:

  • • Bölgede yaşanacak herhangi büyük bir çatışma, İran’dan ve Irak’tan Türkiye’ye doğru ciddi bir mülteci akınına sebep olabilir. Bu durum, Türkiye’nin zaten büyük ölçüde yük altında olan mülteci politikalarını daha da zora sokabilir.

Körfez Ülkeleri ve Ortadoğu’daki Etkiler

Suudi Arabistan ve Körfez İşbirliği Konseyi Üyeleri:

  • • Körfez ülkeleri, özellikle Suudi Arabistan, BAE ve Kuveyt gibi ülkeler, İran ile olası bir savaş durumunda hedef haline gelebilir. İran’ın bölgedeki Amerikan üslerini hedef alabileceği tehditleri nedeniyle, Körfez ülkelerindeki Amerikan üslerinin güvenliği ciddi risk altına girebilir.
  • • Suudi Arabistan’ın diplomatik olarak Nisan 2025’te İran’a yaptığı uyarılar, Riyad yönetiminin bölgedeki çatışmanın büyük bir savaşa dönüşmesinden endişelendiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Irak ve Yemen:

  • • İran’ın bölgesel etkisi dikkate alındığında, Irak’ta Amerikan hedeflerine yönelik saldırıların artması beklenebilir. Irak hükümetinin 11 Haziran’da yaptığı açıklamaya göre, Amerikan personelinin Bağdat’taki büyükelçilikten tahliyesi, ülkedeki güvenlik istikrarını tehdit eden bir gelişme olarak yorumlanıyor.
  • • Yemen’deki Husilerin açıkça İran’ın yanında savaşa gireceğini duyurması (Haziran 2025), Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri için ciddi güvenlik tehditleri oluşturur. Yemen merkezli saldırıların artması, savaşın bölgesel boyutunu genişletebilir.

Küresel Ekonomik ve Güvenlik Etkileri

Petrol ve Enerji Krizi:

  • • Hürmüz Boğazı’nın kapanması, dünya petrol ticaretinde büyük bir krize neden olabilir. Dünyanın enerji ihtiyacının %20’sinin buradan geçtiği göz önüne alındığında, petrol fiyatları tarihte görülmemiş seviyelere çıkabilir. Bu durum küresel bir ekonomik krizi tetikleyebilir.

Uluslararası İlişkilerde Kutuplaşma:

  • • İran-İsrail savaşında, ABD, AB ülkeleri ve İsrail bir tarafta, Rusya ve Çin’in İran’ı desteklemesi beklenebilir. Rusya ve Çin’in gerilimi yatıştırma çağrıları, bu ülkelerin çatışmanın büyümesini istemediğini ancak İran’a doğrudan veya dolaylı destek verebileceklerini göstermektedir.
  • • Bu savaş, Batı ile Rusya-Çin eksenini karşı karşıya getirebilecek potansiyele sahiptir ve uluslararası ilişkilerde yeni kutuplaşmalara yol açabilir.

Sonuç olarak İran-İsrail arasında önümüzdeki günlerde savaşın çıkma olasılığı çok yüksek. Bölgedeki gerilim hızla artıyor ve gelişmeler, savaşın patlak vermesini yakınlaştırıyor. Bölgede geniş çaplı bir savaşın başlaması durumunda Türkiye başta olmak üzere bütün bölge ülkeleri, bunun yanı sıra doğrudan ve dolaylı olarak bütün dünyada büyük askeri, güvenlik ve ekonomik krizlerle karşı karşıya kalacaktır.

 

Bu analiz yazısının yayınlanmasından kaç saat sonra İsrail'in İran Saldırısı Başladı
thumbnail
Son Dakika: İran’a Saldırılar Başladı – Tahran’da Art Arda Patlama Sesleri
Haberi görüntüle

İran-İsrail Savaşı: Olası Çatışma Kapıda | Savaş Türkiye’yi Nasıl Etkileyecek?
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haber Afak'ı sosyal medya üzerinden de takip edin